Paylaş
“Torunlarımıza bırakmayı hayal ettiğimiz ülke bu değildi.
Artık anlaşılıyor ki ülkeme demokrasinin geldiğini göremeden ayrılacağım bu dünyadan” yazmıştı Cumhuriyet’teki son yazısının girişinde(25 Haziran 2015)
Çetin Altan Usta…
“Yine de hayallerinizden, ideallerinizden, mücadelenizden vazgeçmeyin”i de sonuna eklemişti ardından…

“Adam yerine konmamak
insanın gücüne gider değil mi
Benim hiç gitmiyor
Bir toplumun kendi kendini adam yerine koymamakta inatlaştığında kimleri adam yerine koymaya kalktığını biliyorum çünkü.
İnsanlar değerli olmayı unuttular,
önemli olmaya çalışıyorlar!”
saptaması onundur…
“Batıda düello vardır, doğuda pusu.
Biz Doğu ile batı arasında olduğumuz için düelloya çağırıp pusu kurarız.” tespiti de popülerdir.
Bir toplum filozofudur..
Derin birikimli entelektüeldir..
“Her köyümüzde bir piyano olmasını” savunan da!
Diliyle dilimizi “zenginleştiren” kalem erbabıdır…
“Büyük Gözaltı”, “Bir Avuç Gökyüzü”, “Ben Milletvekiliyken”,”Viski”yi yazmıştır.
Akşam ve Milliyet’te
“TAŞ” ve “Şeytanın Gör Dediği” köşelerinde yazdı yıllarca…
Ozan Yılmaz Odabaşı’na göre “tek kişilik okuldur!”
Demokrat Parti döneminde Çetin Altan’ın, direnmek için “Balkabağı’’ isimli haftalık mizah gazetesini çıkartmıştır.
Siyasi yaşamını 1965 seçimlerinde meclise giren ve unutulmaz muhafet örneği veren Türkiye İşçi Partisi’nde (TİP) sürdürendir Çetin Altan…
Yazdığı yazılar kadar; TİP milletvekiliyken Meclis’te yaptığı güçlü konuşmalar ve polemiklerle de hafızalarda yer etti.
Özellikle Meclis Başkanvekili için sarfettiği, “Sizin orada oturmanız bir marangoz hatasıdır” sözü, siyasi tarihe geçti.
Üniversite öğrencisi Turan Emeksiz’in Demokrat Parti iktidarına karşı yapılan eylemlerde hayatını kaybetmesi üzerine kaleme aldığı köşe yazısıydı (29 Nisan 1960)
“Bugün canım yazı yazmak istemiyor.”
19 Şubat 1968 günü ise AP’li vekiller tarafından tabancalı, yumruklu saldırıya uğradı, az daha linç ediliyordu.
Gözünde hasar oluştu…

1964’te yayınlanan “TAŞ” isimli kitabının önsözünde İlhan Selçuk, “Çetin Altan bir kişi değil bir ordudur” der ve devam eder;
“Tek hedefe yönelmiş, piyadesi, süvarisi, topçusu, levazımı, keşif kolları, öncüsü, artçısı, cephanesi, çadırları, istihkamı, ağırlıkları, hafiflikleri, gözüpekleri, çekingenleri, atakları, durgunları, üst ve alt rütbelileri, neferleri, kumandanları ile bir ordu… / …Sigara içer gibi yazar Çetin… Önce dumanı ta içine çeker, fıkrasına dizdiği kelimeler, havaya üfürdüğü duman gibi ciğerlerini dolaşmış, sonra kağıda oturmuştur. Satırlar arasında, evdeki odasında dolaşır gibi, ellerini, kollarını sallaya sallaya rahatça gezer.
Genç yaşında kazandığı büyük ün, bedeli tümüyle ödenmiş bir zor savaşın sonucudur…”
Nihat Demirkol anımsatıyor bu satırları da.

ANAPlı yıllarda Turgut Özal sempatizanı oldu bir ara…
Özal ‘lı sofralarının konukları arasindaydı(!)
Çetin Altan.
Ölürken de yaşayacaklardandır
USTALARIN USTASI…
Çetin Altan…
7 yıl önce aramızdan ayrıldı.
Anısına saygı ile…
