Paylaş
Şiir, iletişim aracıdır. Coşkulu söylemdir!
“Yazana değil, ihtiyacı olana aittir!..”
Pablo Neruda’nın,
“Ekmek gibidir, herkes tarafından bölüşülmelidir,” dediği şiir; “hüzündür, aşktır, heyecandır, mutluluktur.”
Şiir-ler hayat tarzının ifadesidir.
Sevgi yoksunu insanların bir türlü sevemedikleri şeydir şiir.
Şiir Sait Faik’e de göre şudur:
“Şiir olmayan yerde insan sevgisi de olmaz.
İnsanı insana ancak şiir sevdirir.
Yoksa cinayetler alır yürür, insan insanın yüzüne bakamaz olur.
Harpler şiirsizlikten çıkar. Cinayetler şiirin okunmadığı yerlerde işlenir…”
Lamartine; şiiri, büyük zekâların rüyâları olarak görür. Ne çok kaybolur şair?
Şiir; paylaşmaktır..
Şiir; heyecandır!
Şiir; duyguların tufanıdır…
Kafka için “Şiir, insanların kafalarına yeni gözler eklemektir. Gerçeği değiştirmektir”;
Melih Cevdet Anday, “Şiir, bütün özelliği edasında olan bir söz sanatıdır.”
“Şiir, bilinen sözcüklerle bilinmeyen sözler oluşturmaktır.”
Neticede; şiir her şey demektir!..
İşte edebiyatçı..
Hukukçu edebiyatçı…
Karşıyaka Ağır Ceza Mahkemesi Başkanlığı günlerinden beri dost…
Şair…
Yazar…
Sevgi ve dostluk ustası…
Bir Paslanmaz Yürekli…
Bir içten…
Veysel Gültaş …
Ona göre de şiir, “İnsanlığın vicdanında her zaman aklanan bir suçtur.” Bu nedenledir ki; geçmiş yüzyıllara yüzümüzü çevirdiğimizde egemenlerin özellikle şairleri dışlamasındaki nedeni anlamak mümkündür.
Çünkü; hiçbir silah, şiir kadar güçlü değildir de ondan!
Ama bu silah öldürmüyor, çoğaltıyor, yaşatıyor, şiddeti yok ediyor, insanı bunalımlardan, açmazlardan koruyor, yılgınlığa karşı umut kapısı oluyor, direnmeyi, ayakta kalmayı öğretiyor,
anlamı çatlatıyor, sözcükleri dışarı salıyor, sarıp sarmalıyor bizi.
Dahası, insana; yaşamla, doğayla barışık olmayı ve paylaşmayı öğretiyor.”

Müthiş üretkendir
Veysel Gültaş…
Şiirler yazar, kitaplar yazar…
Rahmetli Şadan Gökovalı Hocamız onun için şu cümleyi kullanırdı;
“Veysel Gültaş ,
hukuk yapıtları, şiir dizeleri ve deneme yazılarıyla güzellikleri sevgilerken, çirkinlikleri de sergileyip sövgülemekten geri durmuyor…”
Gültaş’ın en büyük emek ürünü de 5.baskı
“Kadı Burhanettin’den
Günümüze
Hukukçu Şairler Antolojisi”…
Muhteşem bir çalışma…
İmzalayıp armağan etti…

Veysel Abi, şiirleri “söz deltası a ulaşan bereket taşıyıcısı ırmaklara” benzeten Bilsen Başaran’ın da dediği gibi;
“Şiirin zaman içindeki yolculuğuna yoldaş olabilme cesaretini göstermiş.”
Gültaş’ın Önsözü’nün finali de harika.
Alıntıladım hemen;
“Bir insanın ceddi…
Gelecek mutlu insanın…’ diyor Melih Cevdet Anday.
İnsanlaşabilirsek tabii!
Daha aydınlık dolu bir geleceğe insanı taşıyabilirsek, paylaşmayı öğrenebilirsek, insanı ötekileştirmeden, birbiri ile bir toplum yapılanmasını hayata geçirebilirsek…
Asla umutsuz olmayalım…
Her karanlık dönemde, karanlığı oluşturan bulutlar mutlaka bir yerlerinden ışık sızdırır.
O IŞIK ŞİİRDİR. BİZİ ASIL KURTARACAK OLAN …”
“İpeği Sevişmeye,
Ekmeği Özgürlüğe,
Anlamsızlığı Anlama çevirdikçe yarattığı düş gücüyle Bulutları ateş kızılı renklere boyadıkça, verilen hayata karşı olanaksızlığı isteyen duruşuyla, şiirin önceliği ve öncülüğü, hayatın her alanında gündemden düşmeyecektir.
Geçmişten bugüne, zorbalığa karşı, insanlığın sürdürdüğü eylemi, direnme hakkı ile eşitlik düşüncesini doğururken, gelinen noktada, evrensel hukuk ilkelerini hayata geçiren sistemlerde sivil itaatsizlik kavramını da beraberinde getirmiştir. Sivil itaatsizlik; Hukuk devleti idesinin üstün değerleri adına kamuya açık ve yasaya aykırı olarak gerçekleştirilen bir protesto şekli ise, insan haklarının savunuculuğunda, şiir öncü süvaridir.
Daha önemlisi insanlığın tasarlanarak işlenmiş en güzel suçudur şiir.”
(Arka kapak yazısı)
Özdemir Asaf, şöyle der
“Yuvarlağın Köşeleri” isimli deyişler kitabında;
“Kaptanlar limanlara, askerler siperlere sığınırlar gerekince. Aydınlar şiire.”
Sözcüklere, yüreklere dokunarak şiir-ler-e sığınmaya devam.
Varlığınız ile onur duyuyoruz Veysel Abi.
Bu dünyayı güzellik gibi şiirler kurtaracak…
