Paylaş
Metin Akpınar, Alasya’nın vefatının ardından verdiği bir röportajda, “Zeki’siz olmak çok büyük bir eksiklik.
Çok büyük bir yoksunluk. Anlatılmaz.
Kocaman bir adam yok. Zeki’yle bizi bir arada tutan şey duyguydu, para değil. 1962’de tanıştık.
Ondan önce de kader bizi birleştirmişti.
Babalarımız aynı yerde çalışırdı.
Annelerimizin imamları bile aynıydı.
Bu yazgı bizi birleştirdi ve ölüme kadar da ayrılmadık.
Ayrılık dedikoduları saçma sapan dedikodulardı” ifadelerini kullanmıştı.

O Metin Akpınar ki,
Alasya, 37 yıl boyunca aralarında Salak Milyoner, Köyden İndim Şehire, Güler misin Ağlar mısın?, Nereye Bakıyor Bu Adamlar?, Hasip ile Nasip, Aslan Bacanak, Sivri Akıllılar, Cafer’in Çilesi, Petrol Kralları, Doktor, Köşe Kapmaca, Vay Başımıza Gelenler ve Elveda Dostum’un bulunduğu filmlerde de Zeki Alasya ile beraber yer almıştır.
Usta oyuncu, Zeki Alasya ile dostluğunu, “Arkadaşlığımızın bir yazgı olduğunu çok tartıştık” cümlesiyle tarif edendir.
Metin Akpınar, Zeki Alasya’nın vefatıyla ilgili “benim yarımdı, yarım gitti, canım gitti” demiştir.

“Biz Türkiye’nin ilk palyaçolarıyız!
Evet öyleydik.
Biz birkaç şeyi ilk kez yaptık.
İlkler silsilesi yaşamımızda vardır. Sadece palyaçolar değil kabare tiyatrosu da ilk. Böyle bir ikilinin en uzun ömürlü olması da ilk. Stanley Laurel-Oliver Hardy’den daha uzun bizim ortaklığımız.
Onlar 25 sene ortak olmuş, sonra ayrılmışlar, tekrar bir araya gelmişler. Biz en uzun, kesintisiz ortağız yani ikili komiğiz.”

Yıllarca Zeki-Metin ikilisine sorulan klişe sorudur; “Kavgalı mısınız, küs müsünüz?”
Metin Akpınar en son nokta koyandır yanıtıyla;
“1965’te Ulvi Uraz Tiyatrosu’nda ilk kez beraberiz.
‘Ne zaman ayrılacaksınız?’ diye soruyorlar önce.
Zeki ‘Metin o zaman da sinirlenirdi, şimdi de sinirlenir. Ben alıştım” diyordu.
Doğru söylemiştir.
Zeki müthiş bir adamdır. Birine kızar, epey öfkelenir. Üç dakika sonra geçer. Bende geçmez.
Böyle bir adamım.
Biz de artık olgunlaştık. Bilge kişiliğe soyunduk ama oraya varamıyorum. Çünkü öfkem var.
Kinim var.
Bunlar olunca bilge kişi olmaz.
Hâlâ kızıyorum.
Mutlaka bir şey söylemeliyim ki, ciğerine otursun.
Çünkü benim oturuyor.
O zaman ona da oturtmam lazım.
Rahat edemem, karnım şişer. Rahatsız olurum. Allah aşkına 56-57 senelik bir birliktelik var.
Nazım Hikmet’in dediği gibi, yarin yanağından başka her şeyde ortak olmuşuz, kader birliği etmişiz.
Ama bunun içinde aynı düşünmeyen, ayrı kafa yapılarında insanlarız. Fakat demokratlık, sevgi, saygı içerisinde inanılmaz bir şey yapmışız. Uluslararası alanda bile böyle bir beraberlik yok. Birçok konuda tartışmışızdır bir de sesini aç be adam.
Açmaz.
Zeki böyle bir adam.
O bağışlayıcı olabiliyor ben olamam.”

Hayatı boyunca birçok tiyatro, sinema filmi ve dizide rol alan, Yeşilçam’ın unutulmaz oyuncularından Zeki Alasya’nın vefatının üzerinden 8 yıl geçti.
Bugün ölüm yıldönümü…
“Bazıları yokken bile vardır, fazlasıyla…” der şair…
Zeki Alasya gibi…