İLHAN İLHAN

Paylaş

Yüreğimde nefret, yüreğimde kin/ İçimdeki yara onulmaz derin/ Elim kolum bağlı ağıt söylerim/ İnsanları seven yüreğin hani

(Gül Erdost-İlhan’a Özlem, Mart 1981)

“Anı kitabı yayınlamanın güçlüklerini açıklamak zor. Özellikle de, bu anı kitabı İlhan’ın canı alınmış kardeşleriyle tümlettiği tüm öğeleriyle canlı bir kitap ise “İlhan İlhan” ı yayınlamamızın amacı tecimsel değil.

İlhan’ı yitirişimizin bizim yaşamımızdaki öznel yeri ile öldürülüşünü toplumsal ve evrensel yeri arasındaki dengeyi bulmak benim için ne kadar zor.

Korkuyorum da.

Tarih, İlhan’ı bir kez daha duygusallığımla yaralamış olmakla yargılayabilir diye.

Acı çektim ve acılarımı yazdım.

Ama kan güdücü olmadım.

Kini beslemek değil amacım.

Öldürümcüleri, öldürümle şu ya da bu ölçüde yer alanları, toplumunun, giderek insanlığın yargılaması derinden sarıp kuşattığı, kendilerini yargılanmış(mahkum edilmiş) olmaktan kendileri kurtaramadığı, kendilerine yargılandığı zaman, ‘İlhan İlhan’ bu yüzden yaşamlarını yitirmemiş olanların bedenlerinde soluk alacak.”

****

İlhan -Muzaffer Erdost kardeşler, Marksist-Leninist klâsikleri basan “Sol” ve “Onur” yayınlarının sahibiydiler.

12 Eylül’de “Yasak yayın bulundurmak” iddiasıyla gözaltına alındılar.

İlhan Erdost, Mamak Askeri Tutukevinde askeri aracın içinde dövülerek öldürüldü.

Dönemin Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı açıklamıştı Erdost’un katlini.

Askeri Savcılık, dört er hakkında “kasten adam öldürmek”, bir astsubay hakkında ise “kasten adam öldürmeye azmettirmek” suçlarından dava açtı.

Yargılama 7 yıl sürdü.

Görevli üç er, ayrı ayrı 10 yıl 8 ay ağır hapis cezası  aldı. Özel amaçla arabaya binmiş olan ere, 8 yıl hapis cezası verildi. Astsubay da ilkin 10 yıl 8 ay hapis cezası  aldı…

****

Muzaffer Erdost da kardeşinin dövülerek öldürülüşüne belki de ağlayarak çaresizlikten çırpınarak tanık olmuştu;

“Sonra taşıdılar İlhan’ı, iki ranzanın arasına yatırdılar, yığıldı zaten. ‘İlhan İlhan’ dedim, ses vermedi..”

Kardeşi Muzaffer, ölümünden sonra adını adına ekledi:

“Muzaffer İlhan Erdost. Cemal Süreya İlhan Erdost için yazdığı şiirde şöyle yazacaktı;

“bir bardak su içsem şimdi/

yaralarımdan dökülür…”

****

İlhan Erdost o gencecik yağız insan, arkasında gözü yaşlı bir eş ve iki de çocuk bırakarak gitmişti.

O bir yayıncı, yazar, kitap yayınlamaktan başka suçu olmayan genç bir aydındı. Elleri kelepçeliyken dövülerek öldürüldü!

Kanlı paltosu kaldı geride…

****

Uğur Mumcu soruyordu 10 Kasım 1980 tarihindeki  “Gözlem”de;

“Savaşlarda tutsak düşmüş düşman askerlerine bile böyle davranılmaz.

Nedir tanrım, nedir, insanın insana böyle düşmanlığı?Nedir, nedir, nedir?”

****

İlhan Selçuk da 23 Aralık 1987’de “Pencere”de yazmıştır şu satırları;

“İlhan Erdost…

Toprağı henüz taze…

Kitap yayınlardı, başka suçu yoktu.

Güzel insandı.

Çizgileri yumuşak, davranışları sıcak, bakışı güleçti.

Dış görünümü, iç güzelliğini yansıtıyordu(…)

Ölüler yaşayanlardan güçlüdürler.

Ve soğukturlar.

Ne var ki yaşayanların hiç olmazsa yürekleri ölülerden sıcak olmak gerekir.

Acaba İlhan Erdost’u öldürenlerin tüm duyguları ekşi sonsuz derecede donmuş muydu?”

****

7 Kasım 1980 günü öldürüldü İlhan Erdost.

Seyhan Erdoğdu yazdı;

“Bir başına ve kendi gibilerle/ Toprağı acımızla kazarak hasretiyle örterek gözlerini/ Üstünde çimen, üstünde bulut, üstünde rüzgar -bir ışıklı gül açar -“

Ahmet Telli de;

“İlhan diyarından bir kitap/ Gül mü desem kan mı/ Türküler bilir belki yine de/ Gül müdür açan yoksa kan mı?” dizelerini…

Ataol Behramoğlu Usta

İlhan Erdost ‘un kızları “Türküler ” ve “Alaz”a ithaf etti bu dizeleri;

“Güzelim, sevdiğim, çocuğum, gülüm/ Bir şehit kızısın sen/ Acılı, buruk bir türkü gibisin/ Bu acımasız günlerin içinden…”

Ve Edip Cansever;

“Kendi mezarında kendi açan bir güldü İlhan/ sabah da kırmızı akşam da kırmızı/ hep kırmızı kalacak solmadan…”

****

İlhan Erdost ve Muzaffer Erdost…

İki kardeş “tam bir yürek ve kafa beraberliği ile yaşayan” iki kardeş…

Beraber gözaltına alındılar, emniyette yanyana yattılar aynı kanapede, birlikte dövüldüler.

“Canına can olamadı” Muzaffer Erdost…

Kardeşi mi toprağa verirken karar vermişti. Adını değiştirecekti “Muzaffer İlhan Erdost ” olarak!

Artık yazılarını da “Muzaffer İlhan Erdost” adıyla yazıp ve basacaktı Muzaffer Erdost.

Onun canı, Muzaffer Erdost ‘un canı olmuştu artık…

Yüzbinlerce insanı işkenceden geçiren

12 Eylül faşizmi katletmişti 36 yaştaki İlhan Erdost’u…

5 yıl önce aramızdan ayrılan Muzaffer İlhan Erdost, kurduğu yayınevine de “İLHAN İLHAN” adını vermiş, yine aynı isimde İlhan için yazılmış şiir, yazı, konuşmalardan oluşan  kitap yayınlamıştı…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir